MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Araştırmalar bunları doğrulamasa da Türk tarihinin unutulmuş evreleri kısmen de olsa aydınlatılarak tarihle bütünleşme sağlanmıştır. Bu sırada Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ikinci döneminin de sonuna gelindiğinden 1927’de yeni seçimlere gidildi. Bu sebeple Cumhuriyet Halk Fırkası genel başkanı sıfatıyla bir bildiri yayımlayan Mustafa Kemal Türk tarihinin askerî zaferlerle dolu olduğunu, ancak bu zaferlerden sonra toplum hayatını ve milletin geleceğini etkileyecek önemli düzenlemeler yapılmadığını hatırlatıp kendisinin ve partisinin özellikle bu inkılâp üzerinde durduğunu belirtti. Parti teşkilâtına yayımladığı bir genelgede de milletvekillerinin özel hayatlarında, ekonomiyi ve maliyeyi ilgilendiren çalışmalarında devletin resmî yasaları ile bağlı olmalarının zorunlu olduğunu ve aslî görevlerini şahsî çıkarları uğruna küçük düşürmemeleri gerektiğini vurguladı. İki dereceli yapılan seçimler sonucunda bütün seçim çevrelerinde Cumhuriyet Halk Fırkası adayları kazandı. 1 Eylül 1926’da Mustafa Kemal’e karşı bir suikast girişiminde bulunulması siyasal görüş ayrılıklarına yeni bir boyut getirdi. Büyük Millet Meclisi’nde sert eleştirileriyle tanınan Ziya Hurşit’in bazı kişilerle anlaşarak İzmir’i ziyaret edecek cumhurbaşkanını öldürme girişiminde bulunması ziyaretin bir gün gecikmesiyle gerçekleşmemiş ve suikastçılar bir ihbar üzerine yakalanmıştı. Olaya İstiklâl Mahkemesi’nce el konulduğunda Terakkîperver Cumhuriyet Fırkası’nın eski milletvekillerinden bazıları hadiseye karıştıkları, bazı eski İttihat ve Terakkî mensupları da partiyi canlandırmaya çalıştıkları gerekçesiyle soruşturma kapsamına alındı.

Değerli milletvekilleri, sonuç olarak, bahsettiğimizdüzenlemeler hukuk devleti açısından kabul edilemez. Değerli milletvekilleri, sehven unutulmuş olmaihtimalini de oldukça yüksek olarak değerlendirdik. Tasarının 2’nci maddesininsondan bir önceki fıkrasına gidersek, “İkinci fıkra kapsamında yoklama kaçağıkaldıktan sonra ertelemesi yapılanlar ile birliklerine sevk edilenler hakkında buKanunun 89 uncu maddesinin dört ila yedinci fıkra hükümleri uygulanır.” diyor. Değerli arkadaşlarım, Türk Ceza Kanunu’nun 2’ncimaddesi suç ve cezada kanunilik ilkesine ilişkpin up. Burada kanunun açıkça suçsaymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez. Ancak Türki-ye’deki songünlerde yaşanan olaylarda açıkça görülüyor ki, savcı, bir mahkemenin savcısı,bir basılmamış, basılmadığı için yayınlanmamış, yayınlanmadığı için okunmamışbir kitabı bulunduranların suç işlediğini “Suç işlemiş sayılır.” diyor.Savcının suç ihdas etme hakkı ve yetkisi yoktur. Suçları Türk Ceza Kanunu’ndakoyma yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinpinup güncel giriş. Cumhuriyet savcıları veyargıçlar, Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen kurallara uymak kaydıyla, CMK’da öngörülen kurallara uymak kaydıyla ancak Türk CezaKanunu’nu uygulamakla görevlidirler. “İcramahkemesinin verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı, tefhimveya tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edilebilir. Değerlimilletvekilleri, söz konusu 2’nci maddede 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun86’ncı maddesi değiştirilmektedir.

  • Birçok kişi bu sebepten dolayı cinsiyet değişikliği şeklindeki cerrahî müdahaleye karşı çıkmaktadır.
  • Bu fabrikalar kapanırken maalesef Hükûmetseyirci kalmıştır.
  • Onların doğru olup olmadığı yargılama süreci sona erdiğindeanlaşılacak.
  • Saray başkâtipliği aracılığı ile padişaha başvurup hükümetin tutumundan şikâyet ederken verdiği kararı da, “Eğer zorlanırsam görevimden istifa ederek bundan böyle Anadolu’da ve sîne-i millette kalacağım ve vatanî görevime bu defa daha açık adımlarla devam edeceğim…

Her zaman haksız kazanç’ın nedeni kimsenin kimseden haberdar olmadığı denetimsiz alanların mevcut olmasıdır. Ekonomik, siyasi, askeri ve sosyal açıdan ülkeler için çok büyük önem taşıyan ve devlet politikalarında belirleyici olan nüfus kavramı, yönlendirici vergiler eliyle gelir elde etmenin yanı sıra, toplum ve birey davranışlarının özendirilmesi ya da caydırılması suretiyle müdahalelere konu olabilmektedir.Anayasa’nın “Ailenin Korunması” başlıklı 41. Çin’de 1980’lerden itibaren uygulanan “tek çocuk” politikasının gereği olarak vergilendirme fazla çocuk sahibi olmayı caydırıcı etki yaratmak adına kullanılmaktadır. 1990’da yapılan nüfus sayımı ile 2000 yılındaki sayım arasındaki 10 yıllık dönemde nüfus artış hızı yıllık ortalama % 1,07 olup, bu oran 1980’li yıllardaki rakamdan % 0,4 daha düşüktür. Nüfus artış hızındaki bu azalmanın en önemli nedeni, kentsel bölgelerde uygulanan zorunlu tek çocuk politikası[21] olmakla birlikte dikkat çeken nokta çocuk sahibi olmanın caydırılmasında her aileye tanınan belirli çocuk sayısının varlığıdır. Ancak Çin örneğinde olduğu gibi ikinci bir çocuğa sahip olunmasının caydırılması ile ailenin fazla vergi vererek cezalandırılması arasında bir denge mevcut değildir.

Söz konusu teklif de basında geniş yankı bulmuş olmakla birlikte meclisten geçirilememiştir. İçöz’ün, teklifini bazı farklılıklarla 1931, 1940 ve 1944 yıllarında yinelediği görülmüşse de akıbeti değişmemiştir. Anılan kanun teklifleri ile bekârların evli ve çocuklulara göre daha fazla vergi ödemesi öngörülmüştür[16]. İktidarların vergilerin yönlendirici etkilerinden yararlanmasının tipik bir görünümünü teşkil etmesi bakımından yol vergisi mükellefiyetine getirilen muafiyet hükmü tarihi bir örnektir. Cumhuriyetin ilk yıllarında nüfus artışının desteklenmesi için düzenlenmiş bir muafiyet olan 1525 sayılı Şose ve Köprüler Kanunu’nun 9. Maddesi[14] hükmü uyarınca muafiyetten yararlanabilmek için en az beş çocuğa sahip olmak gerekmektedir.

Maddesi uyarınca matrahı azaltıcı her türlü giderin belgelendirilmesi gerekliliği karşısında; mükellef açısından yasaklanan faaliyete konu harcamanın gider olarak gösterilmesi hem teknik olarak çok zordur, hem de rasyonel bir davranış değildir. Zira yasak faaliyetin suç olması ve belgelendirilmesi durumunda bu belge, anılan suçun ikrarı niteliğinde olacağından yasak faaliyetlerin temini için yapılan harcamaların gider olarak gösterilmesinin pratikte bir faydası da bulunmamaktadır. Buna göre, sadece devamlı olarak yapılan serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancı olacaktır. Devamlı olarak yapılmayan arızi nitelikteki serbest meslek faaliyetlerinden elde edilen kazançlar ise arızi kazanç olarak vergilendirilecektir. Herhangi bir kimse, birden fazla yılda tek şahsa veya bir yılda aynı şatış veya muhtelif şahıslara borç para vermişse, bu kimsenin ikrazatçılık işini mutad meslek halinde yapmış olduğunun kabulü gerekir. Hükmü gereği Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisine de tabidirler. Trafik para cezasına karşı itiraz yeri Sulh Ceza Hâkimliği olup itiraz süresi 15 gündür. Trafik para cezasına karşı itiraz süresi, polisin sürücüyü durdurarak kişinin yüzüne karşı yazdığı cezalarda, cezanın yazıldığı tarihten itibaren başlar.

Gönderen, yürürlükteki yasalar kapsamında para cezası ve diğer cezalara tabi olabilir. Tehlikeli maddeler tüm TNT şubeleri tarafından kabul edilmemektedir. Bazı TNT şubeleri belirli tehlikeli mal sınıflarını kabul etmemekte ve tehlikeli maddelerin tüm Taşıma Hizmetleriyle gönderimi kabul edilmemektedir. TNT, tehlikeli maddelerin yürürlükteki yasalar uyarınca veya TNT’nin takdirine bağlı olarak kabul edilememesi halinde, tehlikeli maddeleri herhangi bir konumda reddetme hakkını saklı tutar. Gönderi, tehlikeli maddelerin kabul edildiği ve personel bulunan bir konuma bırakılamıyorsa TNT’nin paketi müşterinin konumundan teslim alması için bir randevu planlanmalıdır. Onaylanmış müşteri statüsüne sahip gönderenler, yürürlükteki tüm uluslararası anlaşmalar, yasalar ve düzenlemeler uyarınca, tehlikeli madde Gönderilerini tespit etmekten, sınıflandırmaktan, işaretlemekten, etiketlemekten ve bu Gönderilere ilişkin dokümantasyonu tamamlamaktan sorumludur. Gönderen ayrıca, Alıcının yürürlükteki tüm anlaşmalara, yasalara ve düzenlemelere uyduğunu sağlamaktan sorumludur.

Bu konuda etkilenebilecek teslimat taahhütleri için TNT ile temasa geçiniz. Bölümlerin esasa ilişkin kararları, gerekçeleriyle birlikte ilgililere ve Adalet Bakanlığına tebliğ edilir; ayrıca, Mahkemenin internet sayfasında yayımlanır. Maddesi ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesine Ek 4 Nolu Protokol’un 2’nci maddesi herkesin yerleşme ve seyahat özgürlüğüne sahip olduğunu düzenlemiş ve yerleşme ve seyahat özgürlüğünün hangi durumlarda sınırlanabileceğini göstermiştir. Mülkiyet ve miras hakları, vergilendirme yetkisine karşı en duyarlı olan haklardandır. Çünkü her vergi veya mali yüküm, mülkiyete yönelen bir müdahale niteliğindedir. “Bir Akit Devlet mukimi, Akit Devletlerden birinin veya her ikisinin işlemlerinin kendisi için bu Anlaşma hükümlerine uygun düşmeyen sonuçlar yarattığı veya yaratacağı kanaatine vardığında, bu Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen müracaat usulleriyle bağlı kalmaksızın, durumu mukimi olduğu Akit Devletin yetkili makamına arzedebilir. Bu takdirde bu andlaşmalar, yayımlarından başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur.

Seçime geçildiğinde Sultan Abdülaziz’in oğlu ve Vahdeddin’in veliahdı Abdülmecid Efendi 148 oyla halife seçildi. Mustafa Kemal’in başkanlığında yapılan toplantılarda meclise Büyük Millet Meclisi adının verilmesi kararlaştırıldı; meclis içinden bir icra heyeti oluşturulması ve meclis başkanının bu heyetin de başkanı olması öngörüldü. Mustafa Kemal imzasıyla yayımlanan genelgede meclisin açılacağı 23 Nisan Cuma günü yurdun her tarafında törenler düzenlenmesi istendi. O gün halkın da katılımıyla Hacı Bayrâm-ı Velî Camii’nde Mustafa Kemal’le birlikte cuma namazı kılan milletvekilleri oradan meclise geldi. İlk toplantı 115 üyenin katılımıyla en yaşlı üye Sinop milletvekili Şerif Bey’in başkanlığında açıldı. Davet sahibi ve Ankara milletvekili sıfatıyla söz alan Mustafa Kemal hangi şartlar altında toplanıldığını anlattı. Meclisin ilk önemli kararları 24 Nisan’da alındı ve başkan seçimi de yapıldı. O gün sık sık kürsüye gelen Mustafa Kemal, İtilâf devletleri ve İstanbul hükümetiyle ilişkiler yanında Arap dünyası, Sovyet Rusya ve bağımsızlıklarına kavuşmuş olan Kafkas devletleri Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’a karşı izlenmesi gereken siyaset konusunda bazı ilkeler belirlemiş olduğunu gösterdi.

Türk Tarih Kongresi toplandı ve dokuz gün devam eden kongrede yeni tarih tezi bütün yönleriyle incelendi. Kongre sonrasında Türk Tarihinin Ana Hatları kitabı yeniden ele alınıp konuların kimler tarafından yazılacağı ve eserin ne zaman tamamlanacağı kararlaştırıldı. Atatürk, yazarlardan gelen müsveddeleri bizzat görmek ve ileri sürülen fikirleri tartışmak için Nisan 1933 tarihleri arasında toplantılar yaptı. Türk Tarihinin Ana Hatları serisi için İsmail Hakkı Uzunçarşılı tarafından yazılan Anadolu Beylikleri adlı eserin müstakil bir kitap halinde basılması kabul edildi. Atatürk’ün Türk tarihine ve Türk diline verdiği önemi gösteren en önemli faaliyeti Türkiyat Enstitüsü’nü kurdurmasıdır. Maddesinde kuruluş amacı Türklüğe ait araştırmalar ve yayınlar yapmak, Türkiye dışındaki benzer kurumlarla ilişkilerde bulunarak milletlerarası bir ilim merkezi vazifesi görmek şeklinde tesbit edilmiştir.